Cizre’nin Şabani köyünde yaşayan Ebubekir Sinayiç, evinin bahçesini tarihe adanmış bir açık hava müzesine dönüştürdü. Mısır’dan Mitanni’lere, Asur’dan Roma’ya kadar birçok uygarlığın izini 3-4 tonluk bir taşın üzerine işleyen Sinayiç, ayrıca köy halkından topladığı eski araç ve gereçleri de sergileyerek geçmişle bağ kurmaya çağırıyor.

Tarihe tutkun bir usta: Ebubekir Sinayiç

Şoförlük yaptığı dönemde hastalığı nedeniyle mesleğini bırakmak zorunda kalan Sinayiç, çocukluğundan bu yana ilgisini çeken resim ve desen çalışmalarını taşlara taşımış. Ona göre tarih bir kazaktaki büklümün başı gibi:

“Bir insan tarihi devam ettirmek istiyorsa o büklümü bulsun ve tarihe baksın.”

Sinayiç’in en büyük arzusu ise Cizre’de kendisine bir atölye imkânı sağlanması. Böylece hem öğrencilere bu sanatı öğretmek hem de kaybolan kültürel mirası yeniden görünür kılmak istiyor.

Taşlarda Mitanni, Roma ve El-Cezerî’nin izleri

Evinin bahçesinde yer alan büyük taş üzerine işlediği desenlerde farklı medeniyetlerin sembollerine rastlamak mümkün. Mitannilerden kalma motifler, Roma dönemine ait figürler, Hazreti Musa’nın kaşesi, Hz. Meryem ve çocuklarının tasvirleri taşın üzerinde yan yana yer alıyor. Sinayiç ayrıca El-Cezerî’nin üç boyutlu çalışmalarından esinlenerek kendi yorumlarını da eklemiş.

Geçmişten günümüze eski eşyaların sergisi

Bahçesinde yalnızca taş desenleri değil, aynı zamanda bölgenin geçmişinde kullanılan birçok araç-gereç de bulunuyor. Eski teraziler, lambalar, baltalar, tarım aletleri, kasetler ve daha niceleri… Her birinin ayrı bir hikâyesi var. Kimi aile yadigârı, kimi köyden toplanmış, kimi de unutulmuşken yeniden değer kazanmış.

“Kürtlerin tarihi çok eski, çalınmış bir tarih”

Ebubekir Sinayiç, özellikle Kürt tarihine dikkat çekerek şunları söylüyor:

“Kürtlerin tarihi çok eski, tarihimizi çalmışlar. Çivi yazısı çok önemli, eğer ortaya çıksa herkes şok olur. Benim derdim insanlarımızın tarihimizi bilmesidir.”

Cizre’de açık hava müzesi hayali

Yaklaşık 10 ayda tamamladığı eserleriyle köyüne gelen insanları mutlu eden Sinayiç, en büyük hedefini şu sözlerle özetliyor:

“Parklara bu desenleri yapalım. Cizre’ye gelen bir insan tarihimizi görsün. Ben bu işi öğretmek ve yaşatmak istiyorum.”