Kasım Taşdoğan, uzun yıllardır İzmir’de kafelerde müzik yapan, ancak pandemi sonrası sahnesini kentin yoksul semtlerine ve sokaklarına taşıyan bir müzisyen. Müziğini şehirden şehre taşıyan Taşdoğan, İstanbul, Diyarbakır ve Mardin gibi farklı coğrafyalarda da dinleyicisiyle buluştu.

Pandemiyle değişen bir yolculuk

Pandemi dönemindeki kısıtlamalar birçok müzisyenin sahnesini elinden alırken, Kasım Taşdoğan müziğini sokağa ve halka ulaştırmayı seçti. Sadece fiziksel mekânlar değil, müzikle kurduğu ilişki de bu süreçte dönüşmeye başladı. Artık daha çok insanla doğrudan temas halinde olmayı, samimi bir müzik üretimini tercih ediyor.

“Amatör kalmak istiyorum” diyor Taşdoğan ve bu cümle onun müziğe bakışını özetliyor: Samimi, sade ve doğrudan.

Geleneksel ezgiler, yorumcu bir yürek

Kasım Taşdoğan, Kürt müziğinin geleneksel formlarına kendi yorumunu katan, aynı zamanda özgün şarkılar da üreten bir sanatçı. Melodileri modern tınılarla harmanlarken, kendi sözlerini ve bestelerini de repertuarına dahil ediyor.

Şehirler arası müzik köprüsü

İzmir’den başlayıp İstanbul, Diyarbakır ve Mardin’e uzanan bu yolculuk, sadece bir konserler dizisi değil; aynı zamanda bir kültürel paylaşım ve tanıklık süreci. Taşdoğan, farklı şehirlerin dokusunu müziğine taşıyor; her performans, o anın ve o yerin ruhuyla şekilleniyor.

Sade olan güzeldir

Kasım Taşdoğan, şöhret veya büyük sahnelerin peşinden gitmek yerine, kalpten gelen bir müziğin izini sürüyor. Onun müziğinde gösteriş yok, ama duygu çok.